Yay Gölü’nde Kuraklık Tehlikesi

Kayseri’nin en önemli sulak alanlarından birisi olan Sultan Sazlığı kuruma tehlikesiyle karşıkarşıya görünüyor. Develi Ovası’nda 94 kilometrekare alan kaplayan, Sultan Sazlığı su döngüsünün önemli bir parçası olan, tuzlu suya sahip Yay Gölü, yaz aylarındaki aşırı sıcaklardan dolayı kurudu. Anadolu Ajansının haberine göre sonbahar aylarında gerçekleşmesi beklenen yağışlarla tekrar su tutması bekleniyor.

Hidrolojik açıdan dinamik bir yapıya sahip olan Sultansazlığı, yıl içinde normal olarak değişim gösteriyor. Bölgeyi yıllardır inceleyen ve konunun sayılı uzmanlarından Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. Filiz DADAŞER ÇELİK‘in Anadolu Ajansı muhaberine verdiği bilgiler şu şekilde;

“1980’li yıllara kadar Sultan Sazlığı’nın ana su kaynağını yağışlar, yüzey akışları ve yer altı akışları oluşturuyordu. Tarımsal faaliyetlerdeki ve sulamadaki artışla beraber hem yüzey sularında hem de yer altı sularında yani Sultan Sazlığı’na ulaşan suların miktarında değişimler olmaya başladı. Sulamanın artışıyla gerçekleşen bu değişimleri son 40 yıldır orada izleyebiliyoruz. Genel olarak girdilerde yani yağış, yer altı suyu akışında ve yüzey akışında meydana gelen azalma, sulak alanları çok hassas hale getirmiş durumda. İki önemli girdideki eksiklik, bu sefer de sistemlerin yağışa olan bağımlılığını artırmış durumda.”

Kayıtların tutulmaya başlandığı yıllardan itibaren bakıldığında 2020-2021 yılları arasındaki dönemin farklı olduğunu vurgulayan Çelik, Anadolu’nun iç kesimlerinde yağışların neredeyse yüzde yirmibeş (%25) civarında azaldığını söyledi.

Çelik, “İç Anadolu Bölgesi’ndeki tüm sulak alanlarımız ve Sultan Sazlığı hassasiyetinden dolayı bu duruma olumsuz yanıt veriyor.” dedi.

Yay Gölü Kuraklıkla Karşı Karşıya

Sultan Sazlığı’nda 2000-2003 yılları arasındaki döneme benzer bir durum yaşandığını belirten Çelik, o dönemde de Yay Gölü’nün tamamen kuruduğunu belirtti.

Çelik, “İklimsel olayların bu kadar duyarlı hale gelmesinde sazlığı besleyen diğer kaynakların azalmasının büyük etkisi var. İklim değişikliği bir gerçek. Kısa vadede bu gerçeği değiştirmek için yapabileceğimiz bir şey yok. Küresel modellerle oluşturulmuş iklim projeksiyonları var. Bunların çıktılarına baktığımız zaman bazı senaryolara göre, bu yüzyılın sonuna kadar sıcaklığın 2 santigrat derece artacağı söyleniyor. Daha olumsuz senaryolara göre sıcaklık artışları 5 santigrat dereceye kadar ulaşacak. Yağışlarda da yüzde 15-30 arasında değişimler olabileceği ifade ediliyor. Yani bu değişimler maalesef devam edecek.” dedi.

Çelik sözlerine, “İklim değişikliğine uyum sağlamak için yapılacak en önemli şey, havza ölçeğinde daha bütüncül bir yaklaşımla su yönetimini gerçekleştirmemiz lazım. Suyu tarımda, evsel ihtiyaçlarımızda, endüstriyel amaçlı kullanıyoruz. Çoğu zaman planlamalarımızda ekosistemlerin su ihtiyacını ihmal ediyoruz. Sultan Sazlığı gibi önemli ekosistemlerin yok olmaması, geri dönüşü olmayan bir yola girmemek için sulak alanların su ihtiyaçlarını da planlama faaliyetlerine dahil etmemiz gerekiyor.” şeklinde devam etti.

Çelik, gelecekle ilgili tahminide bulunarak “sonbahardaki yağışların başlamasıyla tekrar su tutacağını, Nisan ayında maksimum seviyeye ulaşacağını ancak olumsuz iklim koşulları sürerse sulak alanların geri dönüşü olmayan durumlara sürüklenebileceğini” söyledi.